Olağanüstü Durumlarda Sağlık Hizmetleri’ ana teması ile düzenlenen kongrenin ilk gününde, ‘Savaş Koşullarında Sağlık Hizmetleri:Filistin/Gazze isimli panelde ‘Yüksek Teknoloji Savaşlarında Asimetrik Sağlık Hizmetleri’ başlıklı konuşma yapan Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz, halihazırda devam eden İsrail-Gazze Savaşından yola çıkarak sağlık çalışanlarının kriz anlarında karşılaşabilecekleri olağan üstü durumları aktardı. Kongreye katılan sağlık çalışanları ve öğrencileri bilgilendirdi.

Savaş dönemlerinde sağlık hizmetlerinde yaşanan aksamaları dile getiren Prof. Dr. Eryılmaz;

“Şu anda Gazze’de 35 bine yakın ölüm ve 80 bin yaralı insan var. Hizmet verebilecek sağlık birimlerinin % 80’i harap edilmiş durumda. Tıbbi malzeme ve vasıflı sağlık çalışanı sayısı yetersiz. Yaralıların çoğu kendi kendine iyileşmek zorunda kalıyor ya da sepsisten(enfeksiyon) ve organ yetmezliğinden ölüyor. Savaş döneminde Cenevre Sözleşmesi çerçevesinde sağlık birimleri dokunulmazdır. Fakat Gazze’de sağlık birimlerinde çalışan 63 hekim, 102 hemşire, 27 paramedik, eczacı ve laboratuvar şefi olmak üzere toplamda 500’e yakın sağlık personeli şu ana dek vefat etmiş. Mevcut sağlık birimlerinin sadece üçte birinde kısıtlı olarak cerrahi işlem yapılabiliyor.” dedi.

Başta enerjiye ulaşımın kıymetine dikkat çeken Prof. Dr. Eryılmaz;

“Şu anda Gazzeye enerji verilmiyor. Isınamıyorsunuz, yemeğinizi pişiremiyorsunuz, çocukların sütünü ısıtamıyorsunuz. Aracınıza, ambulanslara akaryakıt bulamıyorsunuz. Sağlık malzemeleri olmadan işlem yapamıyorsunuz. Bir uzvunu ampute ettiğiniz bir yaralıya ağrı kesici veremiyorsunuz. Bir hastanede yatırarak ona sağlık hizmeti sunamıyorsunuz ve nereye gidersen git demek zorunda kalabiliyorsunuz. Yaralanmalara yönelik tıbbi malzemeleriniz yok, elektriğiniz yok ve hastane alt yapısı çökmüş vaziyette.” ifadelerini kullandı.

Kriz anlarında vatandaş düzeyinde ilk yardım uygulamasının önem arz ettiğini ve Türkiye’nin bu konuda başarılı olduğumuzu dile getiren Prof. Dr. Eryılmaz;

“Gazzede topluma ilk yardım öğretilmemiş. Sadece hastanelerdeki uluslararası bağlantıları olan hekimler ve bazen hemşireler bu şansa sahip olmuş. Bu tip kriz anlarında triyajı nasıl yapacaksınız? Yapsanız dahi yaralıyı nereye getireceksiniz? (DSÖ) Dünya Sağlık Örgütü daha önce sağlık personellerinin deneyim sıralamasına göre “Acil Bakım ve Travma Yönetimini Güçlendirme Eğitimi” vermiş. Fakat görüyoruz ki halkı eğitmeyi unutmuşlar. Sağlık personeli hastanenin içerisinde hizmet vereceği için sahaya bir katkısı olmuyor.” dedi.

Sağlık çalışanlarına ve öğrencilere gelecekte bu tip kriz bölgelerinde sağlık hizmeti verebileceklerini hatırlatan Prof. Dr. Eryılmaz kısıtlı imkanlar ve yoğun ihtiyaçla karşı karşıya kalabileceklerinin altını çizdi. Gazze’deki savaşın bir an önce ateşkes kararı alınarak sona erdirilmesinin zorunluluk olduğunu dile getirdi.